KILIÇ

Paylaşarak Destek Olun

Ateşi susturup, su eylediler. Yerinde durma, ak dediler. Birazını bazen alıp dağıttılar. Aynı bazende, suya su kattılar. Sonra rüzgar serdiler üstüne. Üstten üşütüp alttan ısıttılar. Kaynatan dalgalara bir daha su serptiler. Bir durdurup, bir coşturdular. Geldiler gittiler için, uzak bir taş ile hemhal ettiler. Belki kaldırma belki de indirmeme kuvveti verdiler azıcık. Aldıkları emir ile döndürdükleri döngüyü, mütemadiyen sürdürdüler.

Sonra, asıl işe gelmişti sıra. Bir terazinin suretini koydular suyun üstüne. Tesir ile kıpırdamayan ve nizamı bozulmayan bir terazi.

İnsanlık, müşahade etti bu teraziyi. Terazinin üzerinde durduğu suda aynı feraset ile duramazken kendisi, “ben terazinin kıralını yaparım”dedi. Çok denedi, hatta asırlarca. Lakin başaramadı. Başaramadığını ve başaramayacağını gördüğü ve bildiği halde; “terazi benden sorulur” diyerekten, beş kuruşluk nizamına üç kuruşluk terazi koydurdu.

Suyun üstünde sudan ziyade sallanan bu teraziye bakıp, her şey tamamdır diye kandırdı kendini. Önce kendini, sonra herkesi.

Bir hatunun eline tutuşturup, sanki işin ruhu bundan ibaretmiş gibi etti.  İşi çok iyi yapan bir muteberlik seviyesine erişilmiş gibi kutsallaştırdı; hem kendini, hem hatunu, hem de çakma teraziyi. Korku kokan, kaygıda kayan ve yanılgıda yayılan sahte bir kutsallık. 

Netice;

Hadsiz, şuursuz, huzursuz, zalim ve arsız bir insanlık pembesi…

İnsanlık, tarih boyunca; müspet anlamda ve rutinde ve kademeli olarak değişmemiştir. Kendisi ve menfaati için yaptığı çok şey gelişmiş, lakin insanlığın kendisi gelişememiştir. Kim bilir kaç bin yıldır var olan insanoğlu; kendisine ait olmayana el uzatmaması gerektiğini, bir insanı öldürmemesi gerektiğini, yalan söylememesi gerektiğini ve daha bir çok şeyi, halen öğrenmemiş ve öğrenememiştir.

Bu basiretsiz ve niteliksiz hal; başka öğrenmemişlerin, öğrenmişlerin ve habersizlerin çok defa canını yakmıştır. Bunun üzerine, bu öğrenmemişlerin bir vesile ile cezalandırılması veya durdurulması yoluna gidilmesi ve hatta bunun kural haline getirilmesi kaçınılmaz olmuştur. 

Adına Hukuk dedikleri bu vaziyet sayesinde bir nebze huzur bulduğunu varsayan insanlık; hukuk vasıtasında, sahte terazi kurmanın dahi hakkını verememiştir. Aslında, bazı belli ve kısa süreçlerde teraziyi hatırlatan haller gerçekleşmiş ise de; terazi ile işi yürütmemiş ve yürütememiştir.

Bu kifayetsizliğini, terazi ve nizam ile kendi alemindeki adalet anlayışının illiyetsizliğini ısrarla idrak edemeyen ve kabul etmeyen insanlık; teraziden bahisle zulüm dahi etmiştir.

İnsanlık; kendi alemindeki adalet ve hukuk olgusunun gereklerine dair fiiliyatını, kılıç ile temin etmiştir aslında. Bu, böyle başlamış ve her daim böyle olmuştur. Kuvvetle muhtemel, böyle olmaya da devam edecektir. Esasında; işin hakkını verme ihtimalini hayal ettiren de bu temin yöntemidir.

Cemiyetin ekseriyetinde; Hukuk denildiği zaman, akla evvelen ceza hukuku gelir. Ceza hukukunun kapsamında olmayan bir derdi olsa, yine aklına cezalandırma gelir.

Hukuk ile temas eden her mevzunun esası aynıdır aslında. Bilmemeden veya bilememeden veyahut kötü niyetten sebepli bir kıvılcım; kıvılcım ile çıkan ihtilaf yangını; bulunamayan veya dökülemeyen su; akabinde hukuk ile muhatap olma gereği. Bir yangın vardır ve sönmesi icap etmektedir. Bu yangın sönmeli, külleri gömülmeli, kavrulan akıllar ve gönüller ve arzular dinmelidir. Arzular, bununla da kalmaz. Yakan yanmalı, yaktığından daha ziyade kavrulmalıdır. İnsanın duygusunda; muhatap acı çekmeli, mahrum kalmalı , yani cezasını bulmalıdır. Mevzunun esasının aynılığı,  buradan yetişmektedir.

Ol vakit;

insanlığın, taklit ile tahayyül ettiği, tahayyülü ile imar ettiği; hem tahayyül edip hem de tahayyül edemediği fiili ile inşa ettiği; Hukuk ve Adalet kavramının sembolü, terazi olamaz ve olmamalıdır. İnsanlık, teraziyi kuracak ve teraziyi ayarlayacak ve teraziye sahip çıkacak basirette ve meziyette ve istekte değildir. Makul olan, fiiliyat ve olması gereken ile de uyumlu olan, Hukuk ve Adalet kavramlarının sembolünün “KILIÇ” olmasıdır. Lakin tahta kılıç. Onu da, bir başka yazıda izah edelim.

Hürmetle…

Paylaşarak Destek Olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir