Author : Talip HALLAÇ

Yorgun oldum

Yoruldum… Çok yorgun oldum. Belim büküldü, taşıyamıyorum. Parmaklarım tutmuyor artık. Çok yalnızım.Çaresizlik öğütlüyorum zihnime. Kendime zulmedeyim diyorum.Kolum kalkmıyor. Üşüyorum.Istırabımda eriyor kılıcım. Şaşırmak istiyorum.Her şeyden, herkesten. Kurtulayım istiyorum.Kılıcımı ayaklarının dibine bırakmak. Başım yerde.Hasır görünmüyor gözümde. Ayakların nerede?Ey mübarek, sen neredesin? Zırhım yoktur infak edeyim.Zaferlerim yoktur hikmet edeyim. Ben, hep kaybettim. İflah olamıyorum.Duyamıyorum Hakikatin sözlerini. Biliyorum ama […]

Akıl, akılda üstündür.

Evvelden beri, “akıl, akıldan üstündür” diye söylenir ve kabul edilir. Akademik bir kabul mevcut olmasa da, söylene söylene kabullü hale gelmiştir. Artık bu, hayat felsefemizin bir parçasıdır. Kaçınılmaz bir zanda; “akıl, akıldan üstündür”. Halbuki doğru değildir bu söylem. Hiçbir akıl, hiçbir akıldan üstün değildir. Aklın kendisi üstün bir varlık olmamakla birlikte, aklın herhangi bir üstünlüğe […]

KALP VE SİYAH

Binler ile tarif etmenin çaresiz hissettiren anlamsızlığında; bir diyerek belirsizliğe düşürüp, ardından çoğul eki ile mahcubiyetimizi bildirdiğimiz bir Hakikattir ZAMAN. “Bir zamanlar” sözü ile haksızlık etmeyeceğimiz lakin ifade edebilme mecburiyetinde hakkını teslim etmeye çalışabileceğimiz, derin, karmaşık, dehşetli, değişken hızlı ve kadim olan Hakikati; dilimizin defterinde, “müstesna” olarak zikretmek isteriz. Hasseten bu hususta aşk etmeyi arzuluyor […]